1-7 Ağustos Dünya Emzirme Haftası
30 Temmuz 2021

Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF her yıl 1-7 Ağustos tarihlerini “Dünya Emzirme Günü” olarak kabul etmiştir. Bugün tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kabul edilmekte ve çeşitli faaliyetler ile kutlanmaktadır.Toplumun ve onu oluşturan bireylerin, sağlıklı ve güçlü olarak yaşamasında ekonomik ve sosyal yönden gelişmesinde, refah düzeyinin artmasında, mutlu, huzurlu ve güvence altında varlığını sürdürebilmesinde yeterli ve dengeli beslenme en temel koşullardan biridir. Yetersiz ve dengesiz beslenme; bir yandan bireylerin fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini, diğer yandan da toplumun ekonomik ve kültürel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler en çok bebeklerde ve çocuklarda görülmektedir.

Son 30 yıldır anne sütü üzerinde yoğunlaşan çalışmalar anne sütünün eşsiz bir besin olduğu ve bebek beslenmesindeki yerinin doldurulamayacağı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bunun sonucu olarak anne sütü kullanımı tüm dünyada tekrar yaygınlaşmıştır. Emzirme, annelerin ve bebeklerinin sağlığı ve refahında en önemli faktördür. Diğer hiçbir besleme seçeneği emzirmenin kanıtlanmış yararlarını sağlamaz.

 

Yapılan çalışmalar; çocukluk çağı ölümlerini, emzirmenin tek başına %13, doğru tamamlayıcı beslenme uygulamaları ile birlikte yaklaşık %20 oranında azalttığını ortaya koymuştur. UNICEF’e göre; anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölüm oranları beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla olmaktadır.  DSÖ verilerine göre 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %7 sinden tek başına sorumlu olan beslenme yetersizlikleri, yaklaşık yarısının da altında yatan temel nedeni oluşturmaktadır.  DSÖ, emziren kadın oranları yüksek olsaydı yılda 800 binden fazla yaşamın kurtulacağını belirtmektedir.

Bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütüyle (su dahi verilmeden) beslenmesi, 6'dan sonra ek gıdalara geçilse bile en az 2 yaş ve ötesine kadar emzirilmeleri gerekmektedir. Uzmanlar, anne sütüyle beslenen bebeklerin ishal, zatürre, orta kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, daha ileri yaşta ortaya çıkan tip 1 ve tip 2 diyabet, çölyak, iltihabi bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, kanser, alerji, astım, şişmanlık ve obezite, multipl skleroz, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıkların daha az görüldüğünü belirtmektedir. Ayrıca anne sütüyle beslenenlerin okul başarılarının daha yüksek olduğu da bilinmektedir.

Anne sütüyle beslenmenin, bebeğe olduğu kadar, anneye ülke ve aile ekonomisine ayrıca çevreye de katkısı vardır.

Beslenme yetersizliklerinin önlenmesi için atılması gereken ilk adım emzirmenin doğumdan sonra en kısa sürede başlatılması, anne sütü ile bebeklerin tek başına ilk 6 ay emzirilmesi, 6. ayın ardından uygun ek besinlerle emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar devam ettirilmesidir. Bakanlığımız tarafından bu amaçla ülkemizde çocuk sağlığının korunması, hastalıkların azaltılması, bebek ve çocuk ölümlerinin önlenmesi için diğer çocuk sağlığı programlarına paralel olarak 1991 yılından itibaren “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı” yürütülmektedir.  Bu kapsamda Emzirmenin korunması ve desteklenmesi ile programın temelini oluşturan başarılı emzirmede 10 adım stratejisinin tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanması ve devamının sağlanması, ayrıca beslenme bozukluklarının önlemesi yoluyla çocuklarda ölüm ve hastalık oranlarını düşürmek hedeflenmektedir.

Hâlihazırda 156 ülkede uygulanmakta olan program kapsamında dünya genelinde 20 binin üzerinde bebek dostu hastane mevcuttur ve bu hastanelerin 1302 tanesi ülkemizdedir.

Yürütülen başarılı çalışmalar sonucunda sadece anne sütü ile beslenen bebek oranında artış sağlanmıştır. Ülkemizde doğan tüm çocukların %96,5’i bir süre emzirilmektedir. Ayrıca ortanca emzirme süresi 17 aya yükselmiştir.

Gelinen bu noktayı daha da geliştirmek ve emzirme konusunda farkındalık yaratmak için ülkemizde her yıl Emzirme Haftası kutlanmaktadır.